30 Aralık 2011 Cuma

2012 Senden Bir Ricam Var !!!

Toplumsal değerlerimizi, kültürel öğelerimizi yok eden ve bunu yaparken de kendileriyle övünen, ahlak kurallarını, toplumun düzenini sağlayan kuralları çiğneyip bir de bunun üzerine kurallar yıkılmak içindir diyen insanlara tahammül etmek istemiyorum!! Üstelik bu kuralların kendilerinin menfaati için olduğunu algılayamadıklarına üzülmek de istemiyorum.

Sokakta gördükleri hayvanlara tekme atıp sonra arkalarını dönüp giden insanlıktan çıkmış yaratıklara insan olun azıcık demekten sıkıldım. Hoş insanları sevmeyen, onlara iyi davranmayan yaratıklardan hayvanlara iyi davranmalarını beklediğim için ben hatalıyım belki de?! Hem kendinden aciz, savunmasız olana saldırmak, ona zarar vermek de ne demek? Vurup, kırıp, parçalamak ne demek?

Şiddet... Fiziksel mi, sözel mi, psikolojik mi yoksa sosyolojik mi?... Hangi türünü arasan her gün, günün her saati karşılaşman mümkün.Otobüs durağında beklerken gördüğüm güya birbirleriyle şakalaşan ergenlerin birbirlerinin ağzını burnunu dağıtırken anne babasına küfretmesi ne demek? Bir de buna katıla katıla gülmesi ne anlama geliyor hiç anlamıyorum. Bu kadar mı yayılmış şiddet? Bu kadar mı acınası hale gelmiş içinde bulunduğumuz toplum? İnsan gibi yaşamak dururken hayvanlar gibi didişmek ne demek?

2012 Senden bir ricam var: Lütfen gelirken yanında birazcık da olsa insanlık getir. Bizde kalmamış da... Akıl, sevgi, saygı, hoşgörü, az biraz da insanlık ...

Hep yeni yıl dileklerinde sağlık,huzur, mutluluk, aşk istenir istenir de herkes birbirinin huzurunu kaçırıp sağlığından ederken hır gür içerisinde kendi bencil istekleri doğrultusunda başkalarını önemsemeden yaşarken kim mutlu olabilir ki şu dünyada? Sadece ben diyen insanlar yığını içerisinde toplumu düşünmek başkalarını düşünerek yaşamak çok mu komik bir şey acaba?

Taksiciye küfreden dolmuş şöförü, dolmuş şöförüyle tartışan yolcu. Öğretmenini döven öğrenci, anne babasını kesen çocuk... Herkes asabi, herkes potansiyel katil... Kimsenin hiç bir şeye tahammülü yokken herkesin 2012'nin gelişine bu kadar sevinmesi ne demek?

Her şeye rağmen hoşgeldin 2012! Ne iyi ettin de geldin... Her şeyimiz mükemmeldi de bir sen eksiktin :)))

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kardanadamımla Poz Vermek :))

Bazen bir düştü gerçekleşmesini istediğim,

Bazen bir bardak suydu bir yudumda içip bitirdiğim,

Bazen hiç bitmesin dediğim bir film!

Bazen gözlerim yolda beklediğim bir misafir

Ya da komşu çocukların oyun oynarken koşuşturmasıydı bahçede.

Anneannemin yeni öğrendiği bir şeyi hararetli hararetli anlatışıydı bana,

Babamla tavla oynamaktı belki de,

Annemle sahilde yürüyüşe çıkmaktı ya da,

Ablamın yaptığı mis gibi limonatayı içmek de olabilirdi mesela,

Okuduğum kitabın bir solukta sonuna gelmek sonra da yeni bir kitaba başlamak,

Evet tabi ya maçta attığım servisten sayı kazanmak,

Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla karşılaşmak,

Onunla içtiğimiz buram buram kokan bol köpüklü kahvemizin yanında verilmiş kavrulmuş lokumu yemek,

En çok da rüyalarımda uçtuğumu görmek:))

Yelkenlide rüzgarın sesini dinleyerek yol almak ve bu esnada uyuyakalmak,

Kardan adamımla objektife poz vermek sonra da havuçtan burnunu yemek:))

Radyoda bir anda sevdiğim şarkının çalmaya başlaması,

Delicesine dans etmek yoruluncaya dek,

Denizin kokusunu içime çekmek, saatlerce gözlerimi dikip dalgaları izlemek:))

Akşam yemeğinde en sevdiğim yemeğin olması,

Sabah yürüyüşlerimde hiç tanımadığım insanlarla selamlaşmak,

Doğumgünümde süpriz bir kutlamayla karşılaşmak ve gelen hediyelerin paketini açmak:))

Yazdığım her hangi bir yazının beğenildiğini duymak ve dahası...

Hayata dair çok büyük şeyler değil belki bunlar ama

Toplayınca kocaman bir bütün oluyorlar benim için.

Toplama işlemini hep sevmişimdir,

Her ekleneni kendine katmakta üstüne yoktur artı işaretinin:))

Toplaya toplaya gidiyorum şimdilik

Bakalım daha neler neler eklenecek hayatıma?!! :))

18 Aralık 2011 Pazar

Pembeli Mavili Biraz Da Albenili :))

Çok değişken şu sıralar ruh halim

Pembeli mavili biraz da albenili :))

Hep gülesim var bugünlerde

Sebebini bilmediğim bir halde?!

Sevesim var heralde ondandır diyorum bu neş'e.

Avaz avaz şarkı söyleyesim var bugünlerde,

Konuşasım konuşasım hiç susmadan konuşasım var :))

Kaçıp kaçıp gidesim var,

Hesap sorasım var

Sebebini bilmediğim bir halde?!

Kırgınlığım var,

Ondandır diyorum heralde

Bu ses, bu şarkı, bu gülüş, bu kaçış, bu yakarış...

17 Aralık 2011 Cumartesi

Kalbimi Yerinden Sökesim Var!! :))

Sanırım duygularımı fazla törpülemişim, bunun sıkıntısını yaşıyorum şu sıralar... Ben kendime bu kötülüğü neden etmişim diye sormadan edemiyorum. Kaş yapayım derken göz çıkarmak, iyilik edeyim derken kötü olmak böyle olsa gerek.

Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmiyor evet kabul ediyorum; ama istemediğimiz şeyleri yaşadığımızda istemsizce kendimizi korumaya almıyor muyuz?! işte bu da sanırım böyle bir şey. Kendimi korumak isterken duygularımı bu kadar körelttiğimin farkına varamamışım ne yazık ki.
Şimdi çabalıyorum, yine yeniden yeni yeni öğreniyorum belki de bu güzel duyguları. Hani bebekken "anne bu ne?" diye sorardık ya her yeni karşılaştığımız şey için, ben de aynen öyle yaşıyorum şu
anda hislerimi. Anne bu ne diye sorasım var, kalbimi yerinden sökesim var!! :))

Yaşayacak o denli çok şeyim var ki, hissedecek bu denli güzel duygular var ki bu kadar zaman yaşamamak için boşa çabalamışım, boşa kaçmışım diyorum. Bakıp da görmemek için uğraşmak, duyup da duymamazlığa gelmek gerçekten görmeyen ya da duymayanlara haksızlık değil mi?!

Birkaç gün önce Kadıköy rıhtımda yürürken gözleri görmeyen genç bir adam gördüm. Gayet rahat bir şekilde elindeki çubukla yeri kontrol ederek hiç bir yere çarpmadan emin adımlarla ilerliyordu. Belli ki buralardan daha önce geçmiş diye düşünürken küttt diye arkamdan gelen adamın bana çarpmasıyla kendime geldim. O an bir şeyi farkettim bazen gözleri görmeyen bir insandan daha kör olabiliyoruz. Mesela bana çarpan adam! Hiç mi dikkat etmez bir insan sokakta yürürken başka insanların varlığına? Hadi diyelim ki dikkat etmedin eh be adamcağız bari bir özür dileseydin diyesim var.
17.12.2011

20 Kasım 2011 Pazar

Çikolata Kazanına Düşsem

Bardağın dolu tarafından bakalım hayata deriz ya her zaman,

Eskiden olsa yapabilirdim bunu farkında bile olmadan.

Şimdiyse bardağı bile göremezken

Dolu tarafından bakmak da ne oluyor diyorum?!!

Peki ama beni bu kadar olumsuz düşünmeye,

Sebepsizliğe, isteksizliğe iten de ne?

Bir şey yapmak gelmiyor içimden.

Pamuk şeker yesem mutlu olan ben

Çikolata kazanına düşsem farkedemiyorum bugünlerde!!

Ruhumu yenilemem, yenilenen ruhumla eğlenmem gerek benim.

Kırmızı ojelerimle ellerime renk katarken

Rengarenk dostlarımla hayatıma neşe katmam gerek!!!

17 Kasım 2011 Perşembe

Bu insanlara neler oluyor?!

İnsanların en büyük sorunu okumamak bence. Eskiden olsa derdim ki insanların kendini geliştirmesi için şu nitelikteki kitapları okuması yeterli olur. Peki ya şimdi? Ne olduğu, hangi niteliğe sahip olduğu, hangi tarzda olduğu önemli değil; hatta ne için okuduğu da önemli değil. Çünkü öyle bir duruma gelmiş ki insanlar okumayı unutacaklar neredeyse. Eğitim zorunlu olmasa belki hayatları boyunca kitaba el sürmeyecekler.Sitemliyim arkadaş ben, sitemliyim hem de çok!! Kitap oku, dergi oku, internetteki bloglardan oku yeter ki oku! Soru sormak, merak duymak güzeldir ama okuyup ya da akıl yürüterek bulabileceği bir cevabı neden illaki kolay yoldan bulmak istiyor bu insanlar anlamıyorum?! Geçenlerde gördüm; bir sitede adamlar defalarca aynı soruya cevap vermişler, neden mi? İnsanlar anlamadığı için değil sadece doğru düzgün sitede yazılan yazıları okumadıkları için.Acıdım adamların haline, laf anlatamak değil dertleri okunmamak, okunmadığı halde eleştirilmek. Sonra bu insanlara ne oluyor diyoruz, ee olan şey belli gittikçe düz bakmaya başlıyorlar dünyaya. Okumayan bir toplum gelişemez, geri kalmaya mahkumdur. Boşa değil hala gelişmekte olan fakat bir türlü gelişemeyen bir toplum oluşumuz. Kızıyorum, söyleniyorumm; elime ne geçiyor?? Alnımın ortsında, iki kaşımın arasında bir kırışıklık dışında elimde kocaman bir hiç kalıyor! Elbet diyorum benim yetiştireceğim gençler de olacak, elbet beni örnek alacak birileri de olacak!Benim öğrencilerim böyle olmamalı. Benim öğrencilerim okumalı, öğrenmeli ve bundan keyif almalı. Kitap okumayı seven bir nesil ortaya çıkarmak istiyorum çok mu zor bu? Yüz bin kez söylersem belki olur neden olmasın?!:)))

16 Kasım 2011 Çarşamba

Ellerim Mürekkeple Boyanmadan

Yazmak, yazmak, yazmak... Dolma kalemimle, eski sarı yapraklara dökmek içimden geçenleri... Kelimelerimi özenerek seçmek ve silmeden, karalamadan yazabilmek tertemiz sayfalara. Ne özlemişim seni. Klavyeyle dost olduğumuz günden beri unuttum sandın belki de kendini. Nasıl unuturm seni sevgili kalemim?! Ellerim mürekkeple boyanmadan öğrenmedim ki ben yazı yazmayı :)) Haklı olabilirsin seni ihmal ettiğim konusunda; ama bilgisayarın da yeri de bambaşka. Sen bana özelsin, klavyemse dostlarıma diye düşünürken  bir arkadaşımın tavsiyesine kulak vererek kendimi burada buldum.:)) Yazdıklarımı kendime saklamam mı gerek yoksa paylaşmam mı bilemedim. Bir şeyler karalamak kendimi iyi hissetmeme sebep oluyor ve sanırım bunları paylaşmak güzel olabilir. Hem belki kendime bir şeyler katabilirim bu süreçte. 'Acaba'lar içinde eşe dosta okumak, beğenip beğenmediklerini sormak keyifli. Hadi bakalım hayırlsı...  Keyifli yazmalar bana, keyifle okumalar size! :)))