16 Kasım 2011 Çarşamba

Ellerim Mürekkeple Boyanmadan

Yazmak, yazmak, yazmak... Dolma kalemimle, eski sarı yapraklara dökmek içimden geçenleri... Kelimelerimi özenerek seçmek ve silmeden, karalamadan yazabilmek tertemiz sayfalara. Ne özlemişim seni. Klavyeyle dost olduğumuz günden beri unuttum sandın belki de kendini. Nasıl unuturm seni sevgili kalemim?! Ellerim mürekkeple boyanmadan öğrenmedim ki ben yazı yazmayı :)) Haklı olabilirsin seni ihmal ettiğim konusunda; ama bilgisayarın da yeri de bambaşka. Sen bana özelsin, klavyemse dostlarıma diye düşünürken  bir arkadaşımın tavsiyesine kulak vererek kendimi burada buldum.:)) Yazdıklarımı kendime saklamam mı gerek yoksa paylaşmam mı bilemedim. Bir şeyler karalamak kendimi iyi hissetmeme sebep oluyor ve sanırım bunları paylaşmak güzel olabilir. Hem belki kendime bir şeyler katabilirim bu süreçte. 'Acaba'lar içinde eşe dosta okumak, beğenip beğenmediklerini sormak keyifli. Hadi bakalım hayırlsı...  Keyifli yazmalar bana, keyifle okumalar size! :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder